top of page

Arama Sonuçları

5 items found for ""

  • ABD Hükümeti'nden Yeni UFO Görüntüleri!

    ABD Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) resmi sitesinde tanımlanamayan objelere dair kayıtlarıyla beraber 10 adet UFO/UAP Videosu yayımladı. CBP ABD Hükümetinin Milli Güvenlik Departmanı'nın en büyük organı ve 22 Eylül'de herhangi bir duyuru olmadan resmi sitelerinde bir rapor ile beraber 10 adet video yayımladılar. Raporun bazı kısımları gizlilik için karartılmış. 389 sayfadan oluşan raporu okumayı tamamladığımda önemli noktalarını derleyeceğim. Şu anlık paylaşımın yapıldığı linki VPN kullanmadan görüntülemek mümkün gözükmüyor. Videolar resmi sitede dosya halinde paylaşıldı. Videoların görüntü kalitesi bir devlet organından beklenmeyecek şekilde düşük görünüyor ama bunun da bir sebebi var. Hükümetlerin, özellikle ABD hükümetinin casusluk veya ulusal güvenlik amacı ile kullandığı görüntüleme teknolojilerinin rakipleri tarafından analiz edilmesinin zorlaştırılması adına elde edilen görüntülerin tam çözünürlüğü ile paylaşılması yasak. Hatta bu durum 2019 yılında Donald Trump'ın İran'daki Semnan Fırlatma Sitesi'ne ait uydu görüntülerini tam çözünürlükte paylaşması sonrası büyük gündem yaratmıştı. Görüntüleme cihazlarının lokasyonlarının ve kapasitelerinin tespit edilememesi için izleyeceğiniz görüntülerde detaylar karartılmış ve çözünürlük istenilerek düşürülmüş olabilir. İzleyeceğiniz videolar tanımlanamayan araçlara ve hava olaylarına aittir. Ne olduklarına dair bir açıklama bulunmamaktadır. Video #1 Video #2.1 Video #2.2 Video #3.1 Video #3.2 Video #4 Video #5 Video #6 Video #7 Video #8 Video #9 Video #10 ABD Hükümeti'nin UFO görüntülerini neden şu an paylaştığı bilinmiyor. Vatandaşların ve habercilerin görüşüne göre bu görüntüler UFO/UAP meselesi üzerinde farkındalık yaratmak ve ulusal güvenliğe dikkat çekmek için paylaşılmış olabilir. Kimilerine göre ulusal güvenliğe daha fazla bütçe ayrılması için halkı korkuya yönlendirmeyi amaçlıyor olabilirler.

  • Neil DeGrasse Tyson "Uzaylı" Mumya Hakkında Ne Düşünüyor?

    Dünyaca ünlü ve sevilen astrofizikçi Neil DeGrasse Tyson Breaking Points kanalına verdiği röportajda dünya dışı yaşam ile ilgili fikirlerinden bahsetti. Tyson uzaylılar ile ilgili birden fazla teori öne sürdü: Belki bizimle ilgileniyorlar, belki de böceklerle Belki bizimle hiç ilgilenmiyorlar Belki de bizden o kadar zekiler ki dünyanın onların kendi zevkleri için yarattığı bir akvaryum olduğunun bile farkında değiliz. Daha öncesinde Tyson, David Grusch hakkında kanıt getirmediği için kendisine inanmadığını veya diğer whistleblowerlardan bir farkı olmadığını söylemişti. David Grusch geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir röportajında Tyson için "sen bir astrofizikçisin, merakın nerede?" demiş ve onu halk önünde münazaraya davet etmişti. Tyson bu davete şöyle yanıt verdi: "bilim insanlarının münazarasından asla iyi bir şey çıkmaz. Üç ihtimal var: ya ben yanlışım sen doğrusundur, ya sen yanlış ben doğruyumdur ya da ikimiz de yanlışızdır. İkimizin de haklı olduğu son bir ihtimal var ama o gerçekten de nadir. Örneğin ikimiz de körüz ve bir file dokunarak birbirimizle münazara ediyoruz, sen filin kuyruğuna dokunup bu uzun bir ip derken ben filin dişlerine dokunup hayır bu sert ve sivri bir şey diyorum. Bu durumda ikimiz de doğruyuz." Bu yüzden münazaraya değil daha fazla bilimsel veriye ihtiyacı olduklarını söyleyen Tyson bilimde objektif gerçekliğe münazarayla değil yalnızca bilimsel veri ile ulaşılabildiğini ekledi ve münazaranın politikacıların işi olduğunu ifade etti. David Grusch'a inanmasının yolunun elinde ne varsa paylaşmasından ve böylelikle bağımsız analizlerle doğrulanmasından geçtiğini söyledi. Grusch son röportajında bunu hem yapamayacağını hem de yapmak istemediğini söylemişti. Sanırım insanların kaçırdığı nokta şu: Grusch'ın parmak basmak istediği konu uzaylıların varlığı değil, insanların vergileriyle beslenen hükümetlerinin insanlara doğru gerekçeler olmadan, seneler boyu yalan söylemiş olması. Bu yüzden Grusch insanlara "bakın uzaylılar var x şeklindeler, x yerden geliyorlar" şeklinde detaylar vermek istemiyor. Çünkü bunun kendisinin değil doğru çalışan, olması gereken hükümetin görevi olduğuna inanıyor. Bunları paylaşması zaten yasal olarak imkansız ve bana kalırsa Grusch doğru olanı yapıyor. Grusch tek başına bizlere sözde uzaylıların ayak tırnağından kirpliklerine kadar en detaylı doğru bilgiyi verse bile bunu tek başına yaptığı için her zaman insanların içinde şüphe olacaktır. Olması gereken bunun toplumun isteği doğrultusunda, temsilcilerinden talep ettikleri bilgiyi ve araştırmayı almaları ve sonrasında eğer ortada gizlenen bir araç veya ceset varsa bunun bağımsız bilim insanlarının değerlendirmesine açılarak kanıtlanması veya çürütülmesi. Günümüzün en tartışmalı konularından biri olan UFO iddiası anca bu şekilde kanıtlanabilir veya çürütülebilir ve bu konuyu arkamızda bırakabilir veya bizlere yeni kapılar açmasını sağlayabiliriz. Neil DeGrasse Tyson sözde uzaylı mumya hakkında da yorum yapıyor: "Meksika'daki uzaylılar, harika! Bu bir başlangıç. Buna bayıldım! Fotoğrafları gördüm ve bayıldım ama şimdi bunun gerçek mi yoksa bir aldatmaca mı olduğunu doğrulamamız için başkalarının sözde uzaylı cesetlerini incelemesine izin vermeniz gerekiyor. Birden fazla laboratuvarın, hatta özellikle şüpheci laboratuvarların üzerinde çalışması ve "vay be 2000 yıl önce dünyada takılan uzaylılar varmış" diyebilmesi gerekiyor."

  • Bir F-35'i Nasıl Kaybedebilirsin?

    Bilinmeyen bir sebepten pilotunun uçaktan atladığı F-35B Lightning II tipi savaş aracı hakkında bilgisi olanlardan ABD ordusu yardım istiyor. Bu sabah ABD ordusu Charleston Üssü'nün Twitter hesabından yaptığı bu çağrıyı görerek güne başladım. The Guardian'ın haberine göre yaşanan bir "aksilik" (evet gerçekten de aksilik (mishap) şeklinde bahsediliyor) sebebiyle ismi açıklanmayan pilotun pazar günü güvenli bir şekilde Kuzey Charleston'a iniş yaptığı bildiriliyor. Pilotun yerel bir hastaneye kaldırıldığı ve durumunun iyi olduğu söyleniyor. Kıdemli Başçavuş Heather Stanton aracın izlediği yol ve lokasyonundan ötürü aramalara Kuzey Charleston'ın kuzeyinde bulunan bölgede devam edildiğini söylüyor. Yerel kongre temsilcisi Nancy Mace de yaptığı yorumda konunun saçmalığına dikkat çekmiş. "Bir F-35'i nasıl kaybedebilirsin? Neden herhangi bir takip cihazı yok ve halka ne diyeceksiniz, "jeti bulun ve teslim edin" mi?" Yetkililer hala pilotun neden uçaktan atladığını araştırdıklarını söylüyorlar. Pilot sağlıklı ve bilinci açık bir durumda hastaneye götürüldüyse araştırıyoruz demek biliyoruz fakat size açıklayamayız anlamına geliyor olmalı. Asıl soru temsilcinin de değindiği üzere: neden bu araçta takip cihazı yok? Kayıp aracın Lockheed Martin tarafından üretilmiş olması ve bu aracın radarlar tarafından tespit edilmesini zorlaştıran özelliklerle donatılmış olması bu sorunun cevabı olabilir. Peki bu gibi durumlarda bu araçların bulunabilmesi için bir acil durum uygulaması bulunmuyor mu? Şimdiye kadarki en pahalı ABD silah programı olan F-35 programının, geliştirme ve satın alma açısından 400 milyar dolara, ayrıca filonun 60 yılı aşkın bir süre boyunca işletilmesi ve bakımı için ilave 1,2 trilyon dolara mal olması düşünülüyor. Modele bağlı olarak her jetin maliyeti 160 milyon dolardan fazla tutabilir.. Pilotun jeti neden terk ettiğini hiç öğrenebilecek miyiz bilemiyorum fakat bir F-35'i kaybetmek ve halktan yardım istemek halkın ABD Ordusu'na olan güvenini yeniden sarsmış görünüyor.

  • Mumya Mı Pasta Mı?

    Geçtiğimiz günlerde gündem olan sözde "uzaylı mumyaları"nın bu sefer de pasta olduğunu iddia edenler çıktı. Pasta videosunu ilk önce Twitter(X)'da yabancı ufo araştırmacılarının paylaşması vesilesiyle gördüm. Güldüm, "vay be ne yetenekli adam" dedim ve kendi hesabımda paylaşırken "tüh ya pastaymış" diye ekledim. Hayatıma normal devam ederken gelen yorumları fark etmeye başladım. İnanmak istemedim gerçekten ama hemen üzerine çok takipçili sözde "haber" hesaplarının paylaşımlarını görünce artık nutkum tutuldu. "uzaylı mumyası pasta çıktı" başlıklarıyla hepsi birbirinden kopya haberler yapmış, insanlar inanmış bir de paylaşmış.. Bunun sebebi artık insanların hiçbir şeyi, araştırmayı geçtim tıklayıp 3 cümle fazlasını okuyacak sabrının kalmamış olması mı? Yoksa en başından inanmak istemedikleri bir mevzuyu çürütebilecek en absürt şeye bile tutunmak istemeleri mi tam olarak çözemedim. Her türlü çok ciddi bir "doğru bilgi" krizindeyiz. Özellikle Elon Musk'ın Twitter üzerinden para kazanma programını yürürlüğe sürmesi ile iyice çığrından çıkan bu durumun gerçekten de ana sebebi para mı? Yanlış bilgiyi ilk paylaşanların ana motivasyon para ve ün olabilir fakat peki ya bunu yayanların motivasyonu? Bir gönderinizin popüler olmasının tek yolu insanların onu beğenmesi, birbirlerine yollaması veya diğer sosyal medyalardan farklı olarak alıntılamasıdır. Twitter'ın en büyük farkı ve problemi bu alıntılama mekaniğinden geliyor. Örneğin Youtube algoritmasında artık bizler sayısını görüntüleyemesek de "beğenmeme" mekaniği var. Bir videoda saçma sapan (Twitter'da olsa linç yiyecek) bir içerik varsa genelde insanlar tepkilerini gösterir, dislike tuşuna basar. Gerçi artık dislike tuşunun da çalışıp çalışmadığından emin olmamakla birlikte (bkz bu araştırma) en azından insanlar tepkilerini göstermek adına alıntı girmek ve videoyu paylaşmak zorunda kalmıyorlar. Fakat Twitter'da bir dislike seçeneği olmamasını geçtim, insanların sözde tepkilerini gösterdikleri alıntılama mekaniği tamamen o gönderiyi daha fazla insana ulaştırmaya hizmet ediyor. Peki bu insanlar gerçekten tweetlerinin ne kadar kişiye ulaştığını umursuyorlar mı? Gözlemlediğim kadarıyla bu yanlış bilgiyi ilk ortaya atan ve yayılmasına vesile olan insanların alt kategorileri var. Son zamanlarda ana akım medyaya güvenin düşmesinden faydalanarak başlangıçta benim de özgür medya adı altında destekçisi ve takipçisi olduğum fakat zamanla doğru bilgi paylaşma gibi bir kaygıları olmadığını fark ettiğim haber hesapları şu an listede başı çekiyor. Bu hesaplar daha sonrasında yanlış haberi "düzeltmek" için genelde ana haberin altına kimsenin okumadığını bildiği bir yorum bırakıyorlar ve yanlış haberi aldığı etkileşimden dolayı kaldırmak yerine dolaşımda kalmasına müsaade ediyorlar. Gerçek bir habercinin yapmayacağını düşündüğüm bir hareket. İkinci sırada "etkileşim bağımlıları" olarak nitelendirdiğim grup geliyor. Bu sıfatı aşağılama amacıyla yakıştırmadığımı söylemek isterim. Bu durum gerçek bir bağımlılık ve özellikle sosyal medya ile büyüyen nesil için ciddi bir problem teşkil ediyor. Bu insanlar, genellikle gençler sağlıklı bir sosyal hayatı deneyimleyemedikleri için sanal karşılığı olan sosyal medyada vakitlerinin büyük bölümü geçiriyor ve neyin gerçek neyin sahte olduğunu idrak edemeyecek hale geliyorlar. Örneğin geçtiğimiz günlerde kız arkadaşıyla "taciz şakası" kurgulayan genç. Sonraki grup ise "Gerilla Marketing"ciler. Bu kimseler genellikle farklı bir platformdaki içeriklerine takipçi veya müşteri kazanmak amacıyla "reklamın iyisi kötüsü olmaz" diyerek insanları kışkırtacak paylaşımlar yapan hesaplar. Bunları kim takip ediyor demeyin anasayfanızda gördüğünüz ve linç yiyen pek çok kişi olaydan çok daha fazla takipçi ile ayrılıyor. Örnek vermemiz gerekirse geçtiğimiz aylarda gündem olan ve çoğunlukla "linç yiyen" Süt ve Pedro takma adlı onlyfans'e içerik üreten çift, Armağan Çağlayan ile yaptıkları röportajda buna değiniyor. Pedro kendisinin dijital pazarlamacı olduğunu söylüyor ve ekliyor "yaptığımız şeyler tamamen agresif bir pazarlama stratejisi üzerine kurulu." Sonraki grupta ise gerçekten gördüklerine inananlar ve sorgulamadan, araştırmadan paylaşan kişiler yer alıyor. Bu kimselere cahil demek istemiyorum ama kesinlikle bilinçsiz ve hareketlerinin sonuçlarını öngörmeyen veya önemsemeyen biçimlerde paylaşım yaptıklarını düşünüyorum. Bu grup genellikle yanlış bilginin kaynağı olmaktan çok yayan kişileri oluştursa da başka platformlardan Twitter'a yalan bilgi taşınmasında rol oynuyorlar. Son kaynağımız propagandacılar. Kendini açıklayan bir terim olsa da pek çok farklı alanda kendini sezdirmeden çok fazla yanlış bilginin yayılmasından sorumlular. Siyasi partiler olsun, terör örgütleri olsun, tarikatlar olsun hepsinin şu an yönettikleri, birden fazla ve gayet organik gözüken hesapları var ve buraya bir hayli kaynak harcadıklarını düşünüyorum. Aralarındaki en tehlikeli ve toplum, yönetim, adalet gibi pek çok önemli alanı etkileyebilme potansiyeli en yüksek grup. Hiçbirimizin propagandaya bağışıklığı olmadığını sürekli kendimize hatırlatmamız gerekiyor. Yanlış bilgiyi sunmaktan çok yayma kısmında rol oynayan iki grup var. Bunlardan biri gündemde ne varsa mizah malzemesine çevirerek bu bilginin yine yayılmasına vesile olan bireyler. Bence gündemdeki herhangi bir konunun mizahının yapılmasında hiçbir sakınca yok fakat günümüzde bir bilgiyi en uzağa yaymanın en garanti yolu şakasını yapmak olduğu için genellikle en çok bu tarz gönderiler yüzünden yanlış bilgi yayılmış oluyor. Son grubumuz ise duygularına yenik düşenler. Belki de bu yazıyı çoğu kişinin okumayacağını bilememe rağmen üşenmeden yazmama sebebiyet veren kimseler bunlar. Çünkü biliyorum ki hepimiz zaman zaman bu grubun bir parçası olduk. Her ne kadar rasyonel olduğumuza inanmak istesek de insan fazlasıyla duygusal bir varlık. İşin aslını bilmeden, gördüğümüz 140 karakter veya görselin bize yaşattığı yoğun duygular ile yanlış olmasa bile eksik bilginin yayılmasına vesile olduğumuz durumlar aslında bizleri tüm bu yanlış bilgi kaynaklarının ana hedefi haline getiriyor. Bizler duygularımıza hakim olabilirsek, bir bilgiyi gördüğümüzde önce durup bir nefes alıp işin aslını ufacık da olsa araştırarak paylaşmaya bu şekilde karar verebilirsek ve en önemlisi verdiğimiz etkileşimlerin gerçek değerini fark edebilirsek özellikle kötü niyetli bilgi kirliliği yaratanların motivasyonu kalmayacaktır. Peki bunun önüne nasıl geçilebilir? Twitter'ın ABD'de yürüttüğü "komünite notları" uygulamasının kesinlikle bir an önce Türkiye'ye gelmesi gerekiyor. Yakın zamanda geleceği söyleniyor ve eğer siz de Twitter'ın deyimiyle "bird watch"a katılmak isterseniz buradan kayıt olabilirsiniz. Tabii ki sosyal medya dezenformasyonu Twitter ile sınırlı değil. Benim en çok vakit geçirdiğim ve insanlara ulaşmak için kullandığım platform olduğu için gözlemlerimi paylaştım. Ama genel olarak kullanıcının bilinçlenmesi tüm platformlarda iyileşmeye sebep olacaktır. Bilinçlenmemizin ne pazarlamacıların ne siyasilerin, yani güç sahibi herhangi birinin işine gelmeyeceğini göz önünde bulundurursak bu işte de maalesef biz bizeyiz.. Eklemeden geçemeyeceğim tüm bu uzaylı mumya pastası mevzusunda inanılmaz yetenekli ve pek çok insanı kandırmayı başaran pastacıya kimse hakkını vermedi bari ben vereyim. Kendisinin Twitter hesabına buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca bizim bir dezenformasyon yasamız vardı ne oldu ona?

  • David Grusch'a Güvenilebilir Mi?

    ABD Hava Kuvvetleri subayı ve eski istihbarat yetkilisi olan David Charles Grusch, UFO/UAP araştırmacıları için umut oldu. ABD hükümetinin UFO araştırmaları için kurduğu özel teşkilatta (AARO) bir süre yer aldıktan sonra Grusch işinden istifa ederek "whistleblower" oldu. Whistleblowing Türkçemize "bilgi uçurma" şeklinde çevrilebilir fakat pek sık duyduğumuz bir terim değil. Bir kurum veya kuruluşun etik veya yasadışı faaliyetlerinin içeriden biri tarafından ifşa edilmesine whistleblowing deniyor. Grusch işinden istifa etmeye karar vermeden önce kendisinden ve iş arkadaşlarından saklanan bilgiler olduğunu farkediyor ve zamanla bu konu hakkında olabildiğince bilgi toplamaya çalışıyor. Topladığı bilgileri detaylı bir rapora dönüştürüyor ve çalıştığı kurumu denetlemekle sorumlu yetkililere bu rapor ile birlikte şikayette bulunuyor. Grusch'ı normal bir ifşacıdan ayıran ise bu raporun ve şikayetlerin içeriği. Kendisi UFO'ların (artık UAP diye bahsediyorlar görürseniz şaşırmayın) doğasını ve kaynağını araştırmakla görevli teşkilatta çalışırken bu konu ile alakalı erişemediği pek çok kaynak, belge ve görsel olduğunu farkediyor. Sistematik bir şekilde bilgi toplamaya başlıyor ve çoğu zaman kendi ifadesine göre duyduklarına ve gördüklerine inanmakta zorluk çekiyor. Hatta kimi zamanlar kendisine üstleri tarafından psyop (psikolojik operasyon) düzenlendiğinden şüpheleniyor. Görevi süresince yetkili 40'tan fazla kişi ile röportaj yapıyor. Araştırması sırasında üstleri tarafından pek çok kez önünün kesildiğini ifade ediyor. Sonunda düzenlendiği raporu ABD Senatosu İstihbarat Komitesi'ne sunuyor ve istihbarat komitesinin başı bu iddiaları "güvenilir ve acil" olarak nitelendirerek araştırma başlatıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz günlerde izlediğimiz ilk halka açık UFO duruşması düzenleniyor ve Grusch da dahil 3 yetkilinin ifadeleri canlı olarak dinleniyor. Duruşma öncesinde Grusch, Ross Coulthart adlı bir gazeteciye 7 saat süren bir röportaj veriyor. Bu röportajda açıkladığı her şeyi dile getirebilmek için savunma bakanlığından özel bir izin alması gerekiyordu. Bir röportajda Grusch'a "peki sence neden konuşmana izin verdiler?" diye sorulduğunda Grusch süreci şöyle anlatıyor: "Belgede gizlenmesi istenen bir alan olursa, örneğin belgede geçen "UFO Enkaz Toplama" kısmının karartılması bir teşkilat tarafından istenirse, bunu hangi teşkilatın istediğini ve güvenlik sebebini belge sahibine belirtmek zorundalar. Bu durumda örneğin "CIA bunu kararttı ve gizlenmesini istedi" toplum için belki de Grusch'ın anlattıklarından daha büyük bir kanıt olacaktı ve Grusch'a daha fazla güvenilirlik kazandıracaktı. Yani bu izin savunma bakanlığı için iki ucu boklu değnekti. Bu izni hiç almadan konuşsaydı devlet sırlarını açığa çıkartmaktan yargılanacaktı bu yüzden ABD'nin mevcut whistleblower yasalarından faydalandı. Zaten UFO araştırmacılarına ve meraklılarına umut olmasının en büyük sebebi de buydu. Çünkü Grusch her şeyi yasalara uygun ilerletiyor ve bilinçli bir vatandaşın davranması gerektiği gibi hareket ediyor. Hatta sorulduğunda "Daha fazlasını da anlatabilirdim ama bu benim sorumluluğum ve görevim değil, ben sadece konuya yeteri kadar dikkat çekmek ve yetkilileri doğru yerlere yönlendirmek istiyorum" diyor. Ne düşündüğünüzü duyar gibiyim. "Bilinmesini istemeseler bu adamı yaşatmazlardı." Öncelikle Grusch'ın hem röportajında hem de duruşmada verdiği ifadeye göre ABD hükümeti daha önce bu sırların açığa çıkmasını önlemek için insanların ölümüne sebep olmuş. Kendisi zaten bu eforlarından sonra soruşturmaya alındı ve şu an kendisinin ve eşinin güvenliği konusunda endişe ettiğini duruşmada da söyledi. Ama artık daha farklı bir çağdayız. Eğer hükümet bir şekilde Grusch'ı susturmak isterse bunu eski yöntemlerle değil günümüz yöntemleriyle yapmaya çalışacaktır ki yapıyorlar da zaten. İnternetin olmadığı ve bilginin akışının ellerinde olduğu dönemlerde işlerin üstünü örtmek için adam öldürmek "mantıklı" olsa bile şu an Grusch gibi orta yaşlarında sağlıklı bir insanın gizemli bir şekilde ölmesi iddialarının altına atılan imzadan farksız olurdu. Bunun yerine Grusch'ın güvenilirliğini azaltmayı ve şimdiye kadar yaptıkları gibi toplumdaki imajını zedelemeyi tercih ettiler. Ross Coulthart demiştim. Coulthart, Grusch'ın o tarihi röportajını verdiği Avustralyalı saygıdeğer bir araştırmacı gazeteci. Birden fazla ödülü ve kitabı bulunun Coulthart da Grusch ile röportajından beri bu konuyu yakından takip ediyor. Başka bir gazeteci ile tartıştıkları programında (Need to Know) Coulthart ana akım medyanın bu konudaki iki yüzlülüğünden ve etik dışı davranışlarından bahsediyor. Coulthart'a göre bazı ana akım medya kuruluşları Pentagon ile yakından iletişime sahip. Bu medya kuruluşları Pentagon'un dilediği şekilde bilgi akışını ve algıyı kontrol etme karşılığında Pentagon'dan "içeriden ve hızlı bilgi" alarak kendilerine çıkar sağlıyor. Kendisine de daha önce bu tarz teklifler geldiğini ama kabul etmediğini söylüyor. Röportajını televizyonda yayınlamayı kabul eden tek medya kuruluşu NewsNation adlı yeni kurulmuş bir organizasyon. Bu röportajın yayınlanmasının ardından da ABD'deki ana akım medya kuruluşları halkın büyük ilgisini toplamasına rağmen bir müddet bu haberi girmeyi reddetti. Haberi paylaştıklarında bile ciddiye almayan bir dilde ve Grusch'ın güvenilirliğini düşürecek şekilde paylaşmayı tercih ettiler. Bir haber sitesi Grusch'ın geçmişte yaşadığı intihar teşebbüsünü ve aldığı tedaviyi bu konuda algı yaratmak için kullanmaya çalıştı. (haber) Halbuki Grusch Afganistan'da askerlik yaparken yaşadıkları sonucu Stres Sonrası Kaygu Bozukluğu geçiriyordu ve aldığı tedavi bunun içindi. Tedavilerin sonucunu aldığını ve uzun süredir bu problemleri yaşamadığını belirten Grusch medyanın bu hareketini "bel altı vurmak" olarak nitelendiriyor. Grusch'ın iddialarına göre özetle: ABD uzun zamandır (en az 1933'ten beri) pek çok farklı ülkenin ve Vatikan'ın da bilgisi dahilinde tanımlanamamış cisimlerin enkazlarını toplamak ve tersine mühendislik yapmak için kurulmuş bir programa sahip. Bu enkazlarla birlikte ele geçirilmiş cesetler de var ve hükümet alenen hem çalışanlarına hem de halkına senelerdir yalan söylüyor. Grusch'ın iddiaları hakkında daha detaylı bilgi için konuyla ilgili videomu izleyebilirsiniz. Bu iddiaların üzerine elbette Pentagon'dan yazılı bir açıklama geldi. Açıklamada sadece "Geçmişte veya günümüzde böyle bir program hiç olmadı" yazıyordu. Bu açıklamanın ne kadar güvenilir olduğu tartışılır çünkü 2017 yılında buna benzer bir olay daha yaşanmıştı. Leslie Kean adlı bir gazeteci Pentagon'un UFOları araştırmak için gizli bir programı olduğu ile ilgili bir haber yaptı ve haberinde o hepimizin izlediği meşhur "Pentagon'un yayınladığı UFO görüntülerini" kullanmıştı. Pentagon bu haberi yalanladı ama 2021 yılında aynı görüntüleri kendileri paylaşarak UFO araştırma programlarını duyurdu. Grusch'ın iddiaları kamuoyunda büyük ilgi gördü. Grusch ABD halkını kongredeki temsilcilerine ulaşmaya ve bu konu hakkında bilgi talep etmeye çağırdı. Bu çağrısı işe yaradı ve kongredeki bazı temsilcilerin dikkatini çekerek aksiyon almalarını sağladı. Bunun üzerine kongredeki duruşma yapıldı ve yeni duruşmaların da düzenlendiği bilgisi verildi. Hatta Chuck Shumer adlı yetkili bir temsilci yeni bir yasa tasarısı teklifi sundu. Bu tasarı UFOlar ile ilgili hükümetin elinde olan tüm bilgiyi kontrollü şekilde halka açmayı hedefliyor. Bu tasarıda 26 kere "insan olmayan zeka" tanımı geçiyor. Bu tasarıda insan olmayan zeka şu sözlerle tanımlanıyor: "tanımlanamayan anormal olaylardan sorumlu olabilecek veya federal hükümetin farketmiş olduğu herhangi bir insan olmayan bilinçli zeka formu". Yani bu UFO'lardan sorumlu olabilecek varlıkların dünya dışı orijinine dair herhangi bir varsayım yapılmıyor. Grusch'a göre de bu varlıkların nereden geldiği bilinmiyor. Kendi teorisi bizimle aynı mekanı paylaşan ama farklı boyutlarda ikamet eden varlıklar olabileceği yönünde. Grusch duruşmada halka açık alanda dile getiremeyeceği her bilgiyi temsilcilere güvenli ve kapalı alanda iletebileceğini söyledi. Fakat bunu yapabilmesi için kendilerine SCIF ayarlanması gerekiyordu. SCIF gizli bilgilerin konuşulmasına izin verilmiş güvenli ve kapalı alan anlamına geliyor ve federal hükümet bu alanı temsilcilere tahsil etmeyi reddetti. Yani Grusch'ın içinde, sözde ele geçirilmiş enkazların lokasyonları ve sorumluların listesinin de bulunduğu bilgileri temsilcilere iletip iletemediğini henüz bilmiyoruz. Bu durum ABD hükümetindeki güçler ayrılığını ve halkın federal hükümetine olan tüm zamanların en düşük seviyesindeki güvenini zedelemeye devam ediyor. ABD vatandaşlarının sonunda hükümetlerinin sanıldığı kadar güvenilir olmadığını ve bir gölge hükümet olabileceğini UFO vasıtasıyla farketmeye başlamaları gülünç olsa da bir yerden başlamak gerek..

bottom of page